top of page

 

SUNUÅž

 

Bu çalışmamda Türk musikisine hizmeti geçen kişiler arasında seçkin bir yeri olan, Klasik müziğimizin nadide sazlarından Kemençe'yi ustalıkla icra etmiş ve ileri pozisyonlar geliştirmiş ünlü sanatçı Ruşen Ferit Kam'ın hayatı ve hizmetleri konusunda, bilgiler vermeye çalıştım. Ruşen Ferit Kam'ın yaşamı ve eserlerine eğilmekle çok şey öğrendiğimi söyleyebilirim. Onun Türk Musikisine hizmetlerini öğrenmek, bizim ve bizden sonraki kuşakların, özellikle Kemençe ve diğer sazlar üzerinde çalışan bütün arkadaşların, müzik çizgilerini aydınlatan büyük ve güçlü bir ışık olacağı inancındayım. Böyle değerli sanatçılarımızı, yetişme koşulları içinde genç kuşaklara, özellikle saz musikisi alanında derinleşmek isteyenlere yeterince tanıtmalıyız ki ona benzer sanatçılarımızın sayısı çoğalsın. Ruşen Ferit Kam ve Kemençe konusunda ileride çalışmak isteyenler için bu çalışmam bir kaynak olabilirse kendimi mutlu sayacağım.

Saygılarımla

Şener DİNÇER

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

YAÅžAMI

 

Mehmet Ruşen Ferit Kam 26 Mart 1902 yılında İstanbul'da Beylerbeyi'inde doğdu. Babası Ömer Ferit Kam(1), annesi Fatma Rukiye hanımefendidir. M.Ruşen Ferit Kam, ilk eğitimine Beylerbeyi'ndeki İstavroz'da bulunan ilkokulda başladı. Ve eğitimini Havuzbaşı Rüştiyesi'nde tamamladı. Daha sonra Beşiktaş Askeri Rüştiyesi'ne(2) devam etti. Bu okulun örnek okul olması üzerine İstanbul Sultanisi'ne parasız yatılı olarak girdi; orda tahsilini burada bitirdi. Daha sonra İst. Ünv. Edb. Fakültesine kaydolarak 1935 yılında buradan mezun oldu. Musiki ile tanışması bir bakıma dedesi Ahmet Muhtar Paşa(3) sayesinde gerçekleşti. Kültürlü ve sanat sever bir kimse olan Ahmet Muhtar Paşa'nın konağı, çağının kültür ve sanat adamlarına hep açıktı.

 

(1) Bilindiği gibi Osm. İmp.luğu İstanbul'unda, Darulfunun (Eski İstanbul Ünv.)'dan başka Fatih, Beyazıt Medreseleri ile benzeri öğretim kurumları vardı. Bu gibi yerlerde öğretim yapan görevlilere müderris(profesör) denirdi.Ferit Kam değişik kürsülerde eski metinlerin açıklanması demek olan (şerh-i mütun) ile İran Edb. Tarihi okuturdu. (2) Rüştiye; Ortaokul, eskiden iptidai ile i'dadi arasında ?üçü ilk, üçü orta olmak üzere- altı sınıflık bir mektep idi. (3) Ahmet Muhtar Paşa, ülkemizin yetiştirdiği ilk doktorlardandır. II. Abdülhamid'le dostluk kurmuş, padişah olunca da saray doktorluğuna getirilmiştir.

 

Büyük musiki ustalarından Neyzen Salim Bey(4) Tanburi Ali Efendi(5), Hacı Faik Bey(6), Giriftzen Asım Bey(7) bu sanatkarlardan bazılarıydı. İşte bu sanat atmosferinde yetişen baba Ferit Kam , ilk musiki ve tanbur derslerini Tanburi Ali Efendiden aldı. Aile çevresinin bu özelliği ve sanata karşı yatkınlığı, ileride gelişecek sanatkar kişiliğinin oluşmasına etken olarak, oğlu Ruşen Kam'da tam anlamı ile oluşacaktı. Geçen zaman içinde Cemil Bey'in oğlu ile başlayan yakın arkadaşlığı ve sanat yoldaşlığı kırk yılı aşkın bir zamana ulaşacak ve onun virtüoz olmasına yetecekti. Ve bu sanat yoldaşlığı Mesut Cemil'in ölümüne kadar sürdü(8).Musiki yaşamının yanında edebiyatla da yakın olarak ilgilendi. 1935 yılında mezuniyet tezi olarak şair ve bestekar Yahya Nazım'ı(9) seçti ve bu eseri kitap olarak yayınladı. 1923 yılında hazine başkitabı Ahmet Necati Bey ve Lütfiye Hanım'ın kızı Fethiye Yaşar Hanım'la evlendi. Ve bu evlilikten tek çocuğu olan kızı Avukat Necla Kam dünyaya geldi (1924) (10) Ruşen Ferit Kam, uzun ve sağlıklı, disiplinli bir ömürden sonra maalesef 28 Temmuz'u 29 Temmuz'a bağlayan gece kalp infarktüsünden öldü. Mezarı Zincirlikuyu'dadır (1981).

 

(4) Neyzan Salim Bey:(1819.?- 5.7.1885) Türk bestekarı ve neyzeni. (5) Tanburi Ali Efendi:(1824-1899) Türk Tanburi ve bestecisidir. Midilli'de doğdu, İzmirde öldü. (6) Hacı Faik Bey:(1831 ? -1. 1891) Türk bestekarı. Üsküdarda doğdu, Dellal-zade'nin talebesidir. (7) Giriftzen Asım Bey:(1852 ? 26.2.1929) Türk bestekarıdır. Ayrıca Girift virtüozudur. (8) II. Bölümde daha ayrıntılı olarak bahsedilmiştir. (9) Yahya Nazım Çelebi:( 1650 ? ? II. 1727) Büyük Türk bestekarı ve şairidir. İstanbul'da doğdu, aynı şehirde öldü. (10) 23 Temmuz 1982 tarihinde bir kalp krizi sonucu öldü ve sahrayı Cedid mezarlığına defnedildi.

 

KİŞİLİĞİ VE BAZI ÖZELLİKLERİ

 

Ruşen Ferit Kam musiki ile özdeşleşmiş ve musiki onun hayatının büyük bir parçası, rengi, kokusu olmuştur. Bundan dolayı musiki tarihi içindeki yerini aldı, bu sanat için üstüne düşen görevi fazlasıyla yerine getirdi. Anlatılanlara ve yazılanlara göre, Ruşen Ferit Kam, disiplinli, çalışmayı seven, temkinli ve ağırbaşlı, mütevazi bir kişiliğe sahipti. Hayatının bazı bölümlerinde mutsuzluklar yaşadı. Eşinin ölümünden sonra, yakın dost ve arkadaşlarının birbiri ardına ölmesi onu çok derinden etkiledi. Onu yalnızlığa itti ve adeta dünya ile ilişkilerini kesti. Çok sevdiği Kemençesini bile 1969 yılından sonra hiç çalmadı. Kendini Mesut Cemil'den ayrı tutmadığından kendini Tanburi Cemil Bey'in manevi evladı sayardı. Bu nedenle Cemil Bey'den ders almış olanlara büyük saygı duyardı. Etrafındaki kişilerle çok iyi ilişkilere girdiğini, insan ayırmadığını, yazılanlardan anlıyoruz.O, evinin civarındaki esnaflarla dostluk kurup onlarla sohbet etmeyi çok severdi. Çünkü, ince ruhlu ve mütevazi bir kişiliğe sahipti. Ayrıca ailesi ile sevgi ve saygıya dayanan bir ilişkisi vardı. Ve belli bir resmi mesafe içerisindeydi. Bir başkasının tepkiyle karşılık verebileceği bir olayda, o tepkisiz görünür, sırası gelince gerçek duygusunu ortaya koymaktan çekinmezdi. Cevdet Kozanoğlu(11), "Kimseye dokunmayan bir zat idi; çünkü alalade bir insan değildi" demiştir. Kimsenin hakkında konuşmaz ve dedikodudan hoşlanmazdı. Eğer konu sanat ve musiki ile ilgiliyse, bütün düşündüklerini söylemekten çekinmezdi. İstanbul'da doğup, büyümesine rağmen, denizi sevmez, ve denize girmekten de korkardı. Uçak yolculuğundan da aynı şekilde çekinirdi.Kısa, özlü ve esprili mektuplar yazar, yazısının okunaksız olduğundan dert yanardı. Değişik çakmak kullanmayı sever, değerli olanları saklardı.Giyimine çok özen gösterirdi. Koyu renkli kumaşları seçer, en tanınmış terzilerde diktirir beğenerek giyerdi. Evinde bile dinlenme saatlerinin dışında kravatsız gezmezdi. Her gün özenle traş olur ve lavanta çiçeği kolonyası kullanırdı. Ayakkabılarını her zaman boyalı olarak giyerdi. Altmış yıla yakın sigara içti. Yemek seçmemekle birlikte iyi yemeği sever, fakat çok yemezdi. İçkiye düşkünlüğü yoktu. İnançlı bir kişiliğe sahipti. İyi bir dini kültüre sahipti. Kur'anı Kerim'i iyi bilirdi. Geleneklere bağlıydı ve taviz vermezdi. O'na göre edepli olmak, iyi insan olmanın başlıca koşuluydu. Esprili ve zeki bir kişiliğe sahipti. Kemençe'nin yanında Keman, Lavta ve Ud gibi mızraplı sazlarla da uğraştı. İlk olarak Tanburi Cemil Bey'in Andelip isimli kemençesini çaldı.

 

(11)Cevdet Kozanoğlu:( 12.2.1896 ? 26.61986) Türk Ud çalıcısı. Kasımpaşa'da doğdu. Ankara'da öldü.

 

MUSÄ°KÄ° VE EDEBÄ°YAT YAÅžAMI

 

Fransızca, Arapça ve Farsça'yı çok iyi bildiğinden Doğu ve Batı kültürlerini çok yakından ve derinlemesine inceleyen, yorulmaz bir araştırmacı olarak ün yaptı.Sanat ve Edebiyat'taki ustalığının tek sebebi, Osmanlı kültürü içinde yetişmiş olması ve musikiye çok küçük yaşlarda başlamış olması idi.Liseye devam ederken Daniel Fitsinger'den keman dersleri aldı.Fakat çevresinin zoruyla Türk Musikisi'ne devam etti.Mesut Cemil ile, Keman çalmayı bırakıp, Mesut Cemil Tanbur kendiside Kemençe çalmaya başladı.İlk Kemençe derslerini Mesut Cemil'den aldı.Daha sonra Cemil Bey'in erişilmez sanat dünyasına daldı. Ve onun kalan plaklarını kendine hoca olarak kabul etti. Mesut Cemil ile bu plakların analizini yaptı. Ve Kemençeyi Cemil Bey gibi çalmaya çalıştı.Kemençede ileri pozisyonlar geliştirdi. Taksimleri birer bestelenmiş eser gibidir. Bu taksimlerinde Cemil Bey'in izini görmek mümkündür. Titiz bir yaşam sürdüğünden daha genç yaşlarda Türk Sanat Musikisi'nin bir icrası olarak kalmayıp, bu konunun bilimsel yönü ve tarihi ile de ilgilendi. Bu nedenle de Rauf Yekta Bey(12) ilişkisini sürdürdü. Zamanın en iyi hanende ve sazendeleri ile çalıştı. Bunlar arasında Mesut Cemil, M. Nurettin Selçuk(13), Refik Fersan(14), Nubar Tekyay(15), Kanuni Artaki Candan Efendi(16) ve Vecihe Daryal'ı(17) sayabiliriz. Ruşen Kam'ın musiki tarihi ile ilgili çalışmaları 1930'larda başladı. İlk ayrıntılı çalışmasını 1935'te şair ve bestekar Nazım ile ilgili olarak yaptı. "İzahlı Müzik" adlı programları yaptı. Türk Musikisi terminolojisini ele alarak bunların anlamlarını açıklamaya çalıştı. Birçok gazete ve dergilerin sanat sayfalarında makale yayınladı. Ses Musikimiz ile ilgili araştırmalar yaptı. Uzun yıllar koro şefliği ve radyo idari kısmında yöneticilik yaptı. Daha ilk gençlik yıllarında Mesut Cemil ile birlikte Mevlevihanelere devam etti. Ve Mevlevilik felsefesini tanıdı. En büyük Türk şairi Fuzuli'nin bestelenmiş şiiri ile ilgili araştırmalar yaptı ve bu araştırmasında musiki edebiyatımızda güftelerinin melodilerle olan ilişkisini belirtti. Kazasker Mustafa İzzet Efendi(18) hakkında en geniş araştırmayı da o yaptı. Ayrıca, dahi bestekar Itri'nin(19) şairlik yönünü ilk kez ele alarak, yine şiirlerinden bazılarını ilk kez o yayınladı. Elli yılı aşan radyo hizmetleri sırasında söz musikisinde sahibi bilinmeyen pek çok güftenin sahibi olan şairleri bulup çıkardı. Ve bunları birkaç makale halinde yayınladı. Ayrıca şarkı repertuarımızda bulunan bazı bestelerin besteleniş hikayelerini " Hadiseler ve Şarkılar" adı altında okurlara sundu. Görüldüğü gibi Ruşen Ferit Kam'ın yaşamı musiki ve edebiyatla dopdolu geçmiştir. Fakat musiki, yaşamının büyük bir bölümünü etkilemiştir.

 

(12) Rauf Yekta Bey: (27.3.1871- 8.1.1935) Türk Musikisi bilgini ve bestekarıdır. İstanbul'da doğdu, mezarı Nakkaş tepesindedir. (13) Münir Nurettin Selçuk: (1899-27.4.1981) Türk hanende, bestekar ve koro şefidir. İstanbul'da doğdu aynı şehirde öldü. (14) Refik Fersan: (1892 ? 13.6.1965) Türk bestekarı ve Tanbur virtüozu. (15) Nubar Tekyay: ( 4.9.1905 ? 12.2.1955) Ermeni asıllı keman sanatçısı. İstanbul'da doğdu ve öldü. (16) Kanuni Artaki Candan Efendi: (1885 -31.1.1948) Ermeni asıllı şarkı bestekarı ve kanunidir. Selanik'te doğdu. (17) Vecihe Daryal: (9.4.1908-12.11.1970) Türk kadın kanun virtüozu. İstanbul'da doğdu. (18) Kazasker Mustafa İzzet Efendi: ( 1801 ? 15.11.1876) Türk bestekarı hattat, devlet adamı ve ney virtüozudur. Tosya'da doğdu. (19) Itri: (1640-1712) Klasik Türk Müziği'nin en büyük bestekarıdır.

 

KEMENÇE İCRACILIĞI VE BESTECİLİĞİ

 

Kemençe Türk Sanat Musikisine 19. yy'ın ikinci yarısında girdi denilebilir. Enderuni Tahir Ağa (20) ve Nikolaki (21) bilinen eski kemençecilerdendir.Bu iki icracıdan başka kemençeyi en mükemmel olarak Vasilaki' nin (22)kullandığını ve çok güzel bir tavırla çaldığını çeşitli kaynaklardan biliyoruz.Vasilaki' den sonra büyük sanatkar,dahi Tanburi Cemil Bey (23) bu teknik ve tavırı erişilmez bir virtüoziteye ulaştırdı.Hatta Tanbur sazından daha ileriye götürdü. Cemil Bey' in deyimi ile "Demir Leblebi" olan Kemençe Ruşen Kam tarafından altmış yıl çalındı.Cemil Bey' in plaklarını hoca olarak kabul etti ve kendi kendine öğrendi.Uzun ve yorucu çalışmalardan sonra bu tekniği tamamen kavradı, kendi icra tavrı ile süsleyerek günümüz kemençecilerine aktardı.Ruşen Kam, Cemil Bey' e oranla daha ağır, daha temkinli, yerinde çarpmalar yaparak kendine has tavrını ortaya çıkardı.Kullanılması zor olan tiz perdelerdeki hakimiyetini geride bırakmış olduğu kaset kayıtlarından dinlemekteyiz (24).Üstün ritm duygusu ve müzikalitesi onu hak ettiği yere getirdi. Bestekarlığına gelince, Tanburi Cemil Bey'i analiz etmekten beste yapamamıştır. Sadece bir tek, hicazkar makamında şarkısı vardır. Sözleri Enderuni Vasıf Osman Bey'e(25) aittir. Türk Aksağı usulündedir. Bu şarkıyı da Rahmi Bey'in(26) bir şarkısına nazire olarak bestelemiştir(27).

 

(20) Enderuni Tahir Ağa: (?) Musikimizde adı ve sanı ile bilinen ilk Kemençe sanatçısıdır. II. Selim döneminde yetişmiş, II. Mahmut saltanat yıllarında üne kavuşmuştur. (21) Nikolaki: Tahminen 19.yy. ortalarında İstanbul' da doğmuş, 1910 yılında yakın tarihlerde ölmüştür.Aynı zamanda bestekardır. (22)Vasilaki: (1845-1907) Silivri' de, doğdu, İstanbul' da öldü. Kemençe icracısıdır. (23) Tanburi Cemil Bey: (1871-28.7.1916) İstanbul' da doğdu, İstanbul' da öldü.Mesut Cemil' in babasıdır. Tanbur ve Kemençe virtüozüdür. (24)Ruşen Kam' ın kaset kayıdı ekte sunulmuştur.Kasette kendi sesi de yer almaktadır. (25) Enderuni Vasıf Osman Bey: (1775 ? -1825) Ünlü şairdir. En önemli özelliği bestelenen güfteleri ile güfte şairi olarak Türk Musikisinde rekor sahibidir. (26) Rahmi Bey: (27.12.1865-29.4.1924) Büyük şarkı bestekarıdır. (27) Bu şarkının notası ekte sunulmuştur.

 

ÖZET

 

Mehmet Ruşen Ferid Kam, 26.Mart.1902'de İstanbul'da doğdu. İlk eğitimini tamamladıktan sonra Havuzbaşı Rüştiyesi'ne gitti. Daha sonra Beşiktaş Askeri Rüştiyesine gitti. En son olarak ta 1935 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'ni bitirdi. Musiki yaşamı Mesut Cemil ile başladı. Ve Mesut Cemil'in ölümüne kadar sürdü. Bunun yanında edebiyatla iç içe yaşadı. Klasik Kemençe'yi Tanburi Cemil Bey'i dinleyerek öğrendi. Büyük bir Kemençe virtüozu oldu. Musiki'mize her konuda; gerek sazende, gerek koro şefi, gerekse edebiyatçı olarak katkılarda bulundu. Uzun ve özverili bir çalışma hayatından sonra, kalp infarktüsü geçirerek, 29 Temmuz 1981'de hayata gözlerini kapadı. YORUM Ruşen Ferid Kam'ı daha çok Kemençe icracısı olarak algılamak gerekir. Onun kemençedeki üstün tekniği, kıvraklığı, tavrı, bütün Kemençe çalıcılarına ve öğrencilerine ışık tutmalıdır. Kemençe'de daha ileriye doğru gitmek isteyen herkesin onun bırakmış olduğu kaset kayıtlarını, programlarını dinlemesi gerekmektedir. Ayrıca, Mehmet Ruşen Kam'ı bizlere tanıtan Dr. Mehmet Nazmi Özalp Beyefendi gibi araştırmacıların ortaya çıkıp, değerli müzik adamlarını ve onların eserlerini bizlere sunmalarını beklemekteyiz.

 

KAYNAKÇA

1.DEVELLİOĞLU, Ferit ? Osmanlıca ? Türkçe Ansiklopedik Lugat

2.ÖZALP, Dr. Nazmi a)Türk Sanat Musikisinin Yakın Tarihçesi ve Ruşen Ferit Kam b) TRT-Türk Sanat Musikisi sazlarından Kemençe

3)ÖZTUNA, Yılmaz ? Büyük Türk Musikisi Ansiklopedisi 1-2

4)SÖZER, Vural- Müzik ve müzisyenler ansiklopedisi.

Kaynak:Şener Dinçer'in lisans bitirme tezinden bir bölüm

FERÄ°T RUÅžEN KAM

bottom of page